BAHAMALAR (Mayıs 2011)

Miami den kalkan günübirlik Grand Bahama turu için sabah çok erken saatte kalkıp, hostelden beni alan minibüs ile Fort Lauderdale ye gittik.Bu limanda pasaport kontrolünden geçip çok büyük bir cruise gemisine bindim.
İlk defa bu kadar büyük bir gemiye biniyordum.Çok katlı bu gemide havuz dahil bir çok aktivite vardı.Yeme&içmenin de içinde olduğu hersey dahil bu gemide,güneşin sıcağından bunaldığımda her saat başı içtiğim hindistan cevizli frozen,(pina colada) mükemmeldi.Saatler boyunca kendimden geçerek, engin maviliklere bakarken yudumladığım pina colada artık benim için Bahamalar ile özdeşleşmiş bir içecek oldu :)

Yaklaşık 4 saat süren gemi yolculuğunda mavinin tadını çıkarmak dışında, gemide yapılacak birçok aktivite vardı.Hepsinde ayrı ayrı müzik çalan dans mekanları, güneşlenmek için şezlonglar, havuz, çeşitli eğlenceli animasyonlar.
.
Bana en keyifli gelen ise, Jamaika asıllı , beline kadar rasta saçları olan, yaylanarak yürüyen, hayatı reggie olan Bob Marley hastası siyahi genç ve Afro saçlı arkadaşıydı...Filmlerden fırlamışçasına oturduğu yerde dans eden, kendi kendine şarkılar mırıldayan bu karakter ile, gün sonunda 2013 de Afrika'da olacak reggie festivalinde buluşmak üzere ayrıldık :)

 Adaya ulaştıktan sonra, küçük bir minibüs ile,Taino Beach deki, Junkanoo Beach Club a gittik.Kıyıda açıldığımız küçük bir tekne ile şnorkel yaptım.Su altı güzeldi.Tropik balıklar ve mercanlar Kızıldeniz kadar olmasa da, Key West te gördüklerimden çok farklı değildi.


1 saatlik minik şnorkel aktivitesinden sonra deniz ürünlerinden oluşan bir yemek yedik, harikaydı..Ve sonrasında kumsalda sere serpe uzanmak, bembeyaz kumlarda yürümek, ve okyanusta yüzmek...Tüm gün sahilde geçti bu şekilde..Tam bir huzur ve sükünet...

Oradaki yerlilerin yaptığı, ana maddesinin çiğ kalamar olduğu, çiğ soğan, biber, limon gibi şeylerle   zenginleştirdikleri, salata/atıştırmalık hiç fena değildi..İlk başta görüntüsü pek çekici gelmese de, denemeye değdi.

Öğleden sonra saat 5-6 gibi yeniden gemiye dönüp, Miami yolunu tuttuk...Dolunay, mehtap harikaydı. Güvertede yatıp yıldızları izlemek paha biçilmezdi..Ve geminin en sakin, en karanlık, en dingin noktasında ay ışığında, okyanusta meditasyon yapmak beni daha da havalara uçurdu :) Keyiften dört köşe olmuş biçimde ve yorgunluktan bayılmış biçimde Fort Lauderdale'e ve ordan da hostelime gittiğimde saat gece yarısını çoktan geçmişti..