ORLANDO 1_İstanbul'dan Gidiş ve Orlando Hakkında (Mayıs 2011 ABD)


6 mayıs sabah saat 11.00 da THY nin Boeing 777-300ER tipi uçağıyla Atatürk Havaalanından kanatlandım.Yaklaşık 11 saatlik uçuştan sonra New York John F.Kennedy havaalanında olacaktım.Geziye böyle bir uçakla başlamam süperdi! İlk defa bu kadar büyük bir uçağa binmiştim.İlk 1 saat; uçağı incelemekle geçti.Ayrıca ilk defa bu kadar uzun süre aktarmasız uçacağım için oldukça heyecanlıydım.Şans ki yanımdaki koltukların boş olması, 3 kişilik koltukta boylu boyunca yatarak seyahat etmem uçuşu daha bir keyiflendirdi.. İç sesim "Macera dolu Amerikaaaa!" derken ;kulağımda Badem :"Doğ Güneş" diyordu..Tatilimin ilk şarkısı!



 "Öyleyse doğ güneş doğ güneş ...
  Ve de hiç batma Işığından;
  Kimseyi hiç kimseyi mahrum bırakma".. http://fizy.com/#s/18mmcl










Yerel saat ile saat 15.00da New York JFK havaalanında indim.Pasaport, vize, eşya kontrolünden sonra saat 16.00 gibi işim bitti ve aktarma yapacağım ve Orlando ya gideceğim Delta Airlines a geçtim.Gerçi arada 3 saat kadar boş vaktim vardı ama yine de aktarma yapacağım terminallerin yan yana (Terminal 1 ve Terminal 2) olması çok iyi oldu, zira 2 valizle yürümek zor olacaktı.JFK havaalanı içinde çalışan "AirTrain" ile bir durak giderek, Terminal 2 ye ulaşıp check in imi yaptırdım...

NewYork JFK havaalanında yaklaşık 3 saat uçuştan sonra Orlando'ya indim..bu kısa uçuş ile ilgili tek söyleyebileceğim şey, çok üşümüş olmam ve yanımdaki tipik Amerikalı 30 yaşındaki sarışın tombul çocuğun uçuş boyunca bira içmesi ve çok konuşması...:)

Orlando MCO havaalanında, yıllardır görmediğim arkadaşım Orçun beni karşılamaya geldi..Saat 00.00 a gelmek üzereydi..Hayatımda ilk defa bu kadar uzun uçuş yapmıştım.Aradaki beklemeyi de sayarsak yaklaşık 16-17 saattir yoldaydım..Ama Orçun'un "Yorgun musun, yoksa dışarı çıkmak ister misin hemen?" sorusuna olumlu cevap vererek, cumartesi akşamını boş geçirmek istemediğimi söyledim :) ve gidip valizleri bırakıp hemen üzerimi değiştirdikten sonra kendimizi dışarı attık..Sevgili Orçun, Ercan ve Hispanic (İspanyol kökenli) ikizler Lizbeth & Lizeth ile ilk gece Amerika'ya alışma çalışması yaptık.Gittiğimiz mekan sakin bir yerdi, birşeyler içip geri döndük..Orlando'da yolların, caddelerin bomboş olduğunu sokaklarda yürüyen insan zor göreceğimi söylemişlerdi.Ben ;her ne kadar cumartesi olsa da, gece geç saat olduğu için yolların boş olduğunu düşünmüştüm; ama sonraki günlerde anladım ki, Orlando da sokakta yürüyen insan bulmak gerçekten zormuş..


Orlando'yu Orlando yapan aslında çevredeki eğlence parkları (ya da temalı parklar deniyor).Parktan çok eğlence "şehri" demek aslında daha doğru bence..Orlando'nun geçim kaynağını da bu parklar oluşturuyor diyebiliriz. 1971 de ilk temalı park olan Universal Studios un da açılmasından sonra, eğlence endüstrisi ve bu pazardan kazanç sağlamak isteyen diğer yerlerin de açılmasıyla büyük bir patlama yaşamış..


Walt Disney World Resort, kapladığı 69km2 lik alanla dünyanın en büyük eğlence kompleksi.En fazla ilgiyi Animal Kingdom, Epcot, Magic Kingdom, Disney MGM Studios çekiyor.Walt Disney World ü gezmek 1 haftaya bulur (Magic Kingdom ve Epcot'a ikişer gün, Disney MGM Studios ve Animal Kingdom'a birer gün) Benim kısıtlı zamanım olduğu için Animal Kingdom ve Magic Kingdom'a birer tam gün ayırdım. Bu parkların dışında Walt Disney World'den farklı bir lokasyonda olan, Magic Kingdom ve Islands of Adventure a da birer tam gün ayırdım.Ama her günü; dilim dışarda ,başıma güneş geçmiş biçimde sonlandırıyordum..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder