ORLANDO 2_Orlando'da ne yapılır? (Mayıs 2011 ABD)


Orlando merkezden biraz uzakta (arabayla yaklaşık 1 saat) Wekiwa State Park'ta harika mangal yapıp, ağaçların altında dinlenip, Wekiwa Nehrinde yüzüp kano yapabilirsiniz.Biraz uzak olsa da, ağaçlara tırmanan sincaplar eşliğinde, yemyeşil yüksek ağaçların altında yemeğimizi yiyip, sonrasında kano yapmak çok keyifliydi. Kalabalık olduğumuz için tadını daha güzel çıkardık, tek başına gidince keyifsiz olabilir..Doğaseverler için şiddetle tavsiye ederim.Kano yaparken, suyun içinde su kaplumbağaları, ördekler görebiliyorsunuz..Çok güzel.


Türkiye'den Orlando'ya gidenler için diğer bir aktivite de: alışveriş. Çok ucuza elbiseler, Tshirt ler, ayakkabılar bulabileceğiniz Outletler var.Dışarıda havanın çok sıcak olduğu öğle saatlerinde; Premium Outlet'te, Millenia Mall'da, Florida Mall'da saatlerinizi geçirebilirsiniz.

Orlando'da temalı eğlence parklarının dışında çok fazla yapılacak bir şey yok diyebilirim.Eğer gece hayatı ve alkolü seviyorsanız, gayet güzel mekanlar bulunuyor.Gece kluplerine girişte kıyafet zorunluluğu var.Kızlar genelde yüksek topuklu ayakkabılar giyinse de ben düz sandaletlerimle girebildim yine de birçok yere:)



Ale House:Hem gündüz gidip bira içmek ve güzel yemek yemek için, hem de gece klübüne gitmeden önce bişeyler içmek için Miller's Ale House ideal.Orlando'nun her yerinde bir sürü şubesi olan bu pub,  hep filmlerde gördüğümüz gibi bir pub. Bir ekranda futbol maçları gösterilirken, bir diğer ekranda basket, bir diğer ekran Formula 1 yarışları izleyebiliyorsunuz.Spor severlerin de özellikle ilgisini çeken bir yer burası.
Bir keresinde, Miami-Boston maçına denk geldim, değişik bir deneyimdi.Basket maçına gidemedim diye üzülüyordum, ama adeta NBA den fırlamış, iri zenciler ile beraber, alkol ve bol küfür eşliğinde TV den de olsa basket maçını izlemek o havayı yaşattı bana :)


Vein Night Club:2 katlı, büyük bir klüp olup, 3 farklı bölümünde farklı tarzda müzikler çalan Orlando Downtown da bir mekan.Özellikle terası güzel.Yüksek binaların arasında kalmış, ama havadar.Terasta hep Rap çalıyor.Cumartesi akşam gidince oldukça boştu, ama özel gecelerde daha kalabalık.(Örneğin salıları Hospitality Night çok çok kalabalık oluyor).Canlı müzik yok.

Blue Martini:Favori klübüm! Bir keresinde içeri almıyorlardı bizi, ta ki kapıdaki güvenliğe para verene kadar..Rüşvetin böylesini görmemiştim :) Pazartesileri "Hospitality Blue Mondays" çok kalabalık oluyor.İsmini hatırlayamadığım , tadı çok güzel değişik kokteyller var.Harika müzikler çalıyor.Ancak isterseniz o gürültüde tanıştığınız biriyle Amerika ve Türkiye'deki eğitim sistemi farklarını tartışabiliyorsunuz..Hahaha:) Orada bunu yapan tek kişinin ben olduğuma eminim:)

Bu klüplerin dışında, Downtown da underground klüpler var, kıyafet zorunluluğunun olmadığı; ayağında converse ini çekip, piercing lerini takıp; vücudundaki dövmeleri sergileyecek penye kıyafetler giyip gelen gençler.Buraların yaş ortalaması daha düşük, 20-25 civarı.Çok eğlenceli ama yalnız başına gitmek biraz tehlikeli olabilir.Yanınızda yanlışlıkla bardak kırılıp, kolunuza minik cam kırıkları gelebilir..Bizzat benim başıma geldi :)


1 yorum: