MIAMI (Mayıs 2011 ABD)

Her ne kadar Amerika'da tren kullanımı Avrupa'daki kadar yaygın olmasa da, Orlando'dan Miami'ye trenle gitmeyi tercih ettim.Orlando'daki bir kaç arkadaşım yalnız gezgin için pek güvenli olmayacağını söylese de, aksini savunanlar da vardı.Ben de son anda karar verdiğim ve uçak biletleri pahalı olduğu için (tren 40 Euro) Orlando Downtown daki Amtrak Tren istasyonundan trene binerek, yaklaşık 6 saatlik yolculuktan sonra Miami'ye ulaştım..İlk defa Amerika'da trene biniyordum.Çok keyifliydi.Gündüz seyahat ettiğim için, etrafa baka baka gitmek, yanımda oturan yaşlı bayanla cici sohbet etmek güzel geldi.Arada sırada kafe bölümüne gidip, kahvemi yudumlayıp, hayata dair düşündüğüm anlar oldu..Ve o trenden dışarı, ayçiçekleri tarlalarına bakarken dedim ki : "Şu an burada olmaktan, seyahat ediyor olmaktan, İstanbul'dan uzakta bir başıma Miami ye gitmekte olduğumdan çok mutluyum." :)

Miami tren istasyonunda indiğimde, hayal ettiğim gibi beni karşılayan "Wellcome to Miami" diyen Will Smith olmadı.Hahah :) http://www.youtube.com/watch?v=IwBS6QGsH_4&ob=av2e

Tren istasyonu merkezin baya bir dışında olduğu için, 2 otobüs değiştirip, kalacağım Hostele, South Beach a ulaşmam 2 saati buldu.Otobüste karşılaştığım ilk karele; rastalı zenciler, saçı sakalı birbirine girmiş sokak insanları görünce, hala Amerika'da olup olmadığımdan şüphe ettim; adeta Küba gibiydi bu bölge :)

South Beach:
Miami aslında 3 ana bölgeden oluşsa da (South Beach, DownTown ve Little Havana, Coral Gables ve Coconut Grove), esas hayatın aktığı, daha turistik, daha eğlenceli olan kısım South Beach ve özellikle Miami Beach. Dünyanın en büyük Art Deco semti yine buradadır.Ocean Drive boyunca sıralanan birbrinden canlı renkteki evler/oteller ,en az bölgedeki vücut geliştirmecileri, mankenleri ve eşcinselleri kadar ilgi çekici ve göz alıcı :) (Mısır imgeleri ile Kubizmi bir araya getiren, hepsi birbirinden bağımsız tarzda olan, bu Art Deco semti  özellikle mimarların görmesi gerekir bence)
Kaldığım Hostel, Miami Beach'de Ocean Drive'ın bir paralelinde Colins Avenue'de idi.(Bir diğer yürüme caddesi ise, Washington Avenue) Sabah kahvaltıdan önce erkenden , bembeyaz kumlara basarak, okyanusta yüzmeye gitmek çok keyifliydi.Ancak sonra anladım ki Miami'de hayat gece 22.00 den sonra başlayıp, sabaha kadar devam ediyormuş.Meğer sabah erken saatlerde plajların boş olma sebebi buymuş :) saat 12.00 den sonra sahil dolmaya başlıyor.










Ocean Drive daki kafe, restaurantlar çok güzel.Güneşlenmekten sıkıldığınızda, ya da sıcaktan bunaldığınızda yolun karşı tarafındaki masalara bikininizle oturmaya gidebilirsiniz.Çilekli&romlu frozen içerken etrafa bakıp keyfini çıkarabilirsiniz. Benim şimdiye kadar yediğim en güzel karides Ocean Drive da kafelerin birindeydi..

Ocean Drive 800 numaradaki News Cafe, günün 24 saati açık klasik bir South Beach kafesi. Kaldırımdaki masalara oturup ,gelen geçeni izlerken; kahvemi yudumlamak çok keyifliydi.



Miami'de gece hayatı çok renkli.Ocean Drive da birçok restaurant var.Genelde deniz ürünü olsa da, farklı mutfaklar bulunuyor. Orada denizden gelen hafif ılık rüzgar eşliğinde yemeğinizi yiyip, biryandan gitar, saksafon gibi yumuşak müzikler dinleyebilirsiniz.Sonrasında ise dans etmek için;Dream Night Club,Mansion,Nikki Beach gibi klüplere gidebilirsiniz.Hepsinde gayet güzel müzikle çalan, ama giriş ücreti ortalama 20 Euro civarında olan mekanlar.


Ama ben söyleyebilirim ki, en eğlendiğim gece, Ocean Drive numara 1200 deki Palace Bar daki son Miami gecem.Başka bir yere gitmeyi planlarken, sokaklara taşan eğlencesi ve müziği bizi içeri çekti ki; sonradan etrafa biraz bakınca anladık ki orası bir gay barmış :)








Little Havana: Miami' nin kübalı nüfusu ana vatandan göçün başladığı 1960 lardan sonra 9 km2 lik bu mahalleyi yurt edinmiştir.Kübalılar ve diğer İspanyol kökenli halk daha çok bu semtte yaşasa da, Miami nin genelinde İngilizceden çok İspanyolca konuşulduğunu söyleyebilirim.
Colins Avenue dan otobuse binip Little Havanaya ulaştığımda he ne kadar felaket bir yağmur olsa da, yine de salsa ritimlerinin yükseldiği sokaklarda yürümeye kararlıydım.El Credito Cigar Factory den el yapımı puro alıp, yoluma devam ettim ve Calle Ocho Caddesinde köşede ayaküstü minik bir bardak Küba kahvesi içtim.

Yağmurdan korunmak amacıyla girdiğim bir kilisede ise, hayatımda daha önce görmediğim bir kilise eğlencesine şahit oldum.Normal Günlük kıyafetli papazlar ve misyonerler, İspanyolca şarkılar söyleyip ortalıkta herkes dans ediyordu.Hatta halkan bazıları Tanrı sevgisinden ağlamaya başlayıp, papazın ayaklarına kapanıyordu.Bana İngilizceye çevirdikleri kadar anlayabildim ama konuşmalar ve metinler "Mucizelere inanın, Tanrıya şükredin, O'nun gücüne inanın, İsteyin ve harekete geçin" konuluydu..

Little Havana da beni en etkileyen belki de o bölgedeki en güzel şey, 14. Caddenin köşesindeki Maximo Gomez Park, yani domino parkıydı.Bir sürü yaşlı oturmuş domino oynuyorlar ortada..Bizim okey masası gibi 4.arayan bir gruba yaklaşıp ben de dillerinden tek kelime bile anlamadığım 3 kişi ile beraber domino oynadım. Ekürim olan yaşlı kadın benden çok daha iyi oynuyordu, ben gayet kötü oynadım ve yenildik..Sonradan bir baktım yaklaşık 1 saatimi bu parkta yaşlı kadın&erkekler ile domino oynayarak geçirmiştim :) Çok keyifliydi..

Little Havana gündüz gitmeme ve anacaddelerde yürümeme rağmen hiç tekin değildi.Kaldrımda tek başıma yürürken yanıma yaklaşmaya çalışan sokak insanları biraz tedirgin etti beni :/

EvergladesMiami'ye otobüs ile 45 dakika uzaklıkta olan Everglades Milli Parkına günübirlik tur yapabilirsiniz.(Colins Ave. dan kalkan turlar var.Tur satın almadan, kendinizin gitmesi, eğer özel aracınız yoksa, zor) Bu park bataklık ve mangrovlarla (kökleri suyun üzerinde, dışarıda olan ağaççıklar) kaplı birçok bitki ve canlı türüne, özellikle değişik türden kuşlar, flamingolar ve boy boy timsaha ev sahipliği yapıyor.Zaten söz konusu gezi de timsahlar arasında safariden olusuyor sadece.Alligator Park'da, derenin ve yer yer bataklığın üzerinde, özel safari botları ile safari yapıyorsunuz.Bu esnada timsahların cok yakınına yaklaşıp, her renkten , ince bacaklı flamingo benzeri değişik kuşları görebiliyorsunuz.ve bu safariden sonra sakinleştirilmiş timsahlar eşliğinde yapılan şovu izleyip , küçük timsahları elinize alıp fotoğraf çektirebiliyorsunuz.Woovv çok heyecanlı ve korkunçtu! :) Bu kadar büyük bir soğukkanlıya ilk defa bu kadar yaklaşmıştım.:)





Hiç yorum yok:

Yorum Gönder